Konkordatoların bu hızla sürmesi durumunda zincirleme iflasların yaşanabileceğine dikkat çeken Başevirgen, “Şirketler açısından iflas öncesi son aşama olan konkordato başvurularındaki artış beş ayda geçen yılın tamamındaki sayıya ulaştı. Konkordato nedeniyle alacağını tahsil edememe kaygısı piyasaları kilitledi, satışları durdurdu. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) açılan-kapanan şirketlere ilişkin istatistiklerinde ocak ayından bu yana gözlenen tablo, mahkemelerin verdiği konkordato kararlarıyla da teyit edilebiliyor” diye konuştu.
Kapanan şirket sayısında geçen yıla kıyasla yüzde 27 artışla patlama yaşandığını belirten Başevirgen, yeni kurulan şirket sayısının da gerilediğini de vurguladı. İşletmelerin konkordato önlemleriyle varlıklarını sürdürmeye çalıştığını dile getiren Başevirgen, “İflas öncesi son kritik viraj olan konkordato başvurularında olağanüstü artış yaşanıyor. Uygulanan sıkılaştırılmış para politikaları, yüksek ticari kredi faizleri yanında krediye erişimin zorlaşması, yüzde 75’i aşan enflasyonla eriyen kazanç ve gelirler ile artan maliyetler, işletmeleri konkordato önlemiyle varlıklarını sürdürme arayışına yönlendiriyor” ifadelerini kullandı.
2024’ün ocak ayından bu yana mahkemelerdeki konkordato davalarında karar sayısının mayıs sonu itibarıyla 491’e kadar yükseldiğini belirten Başevirgen, “Aynı dönemde 233 şirketin konkordato talebi mahkemelerce reddedilirken, 44 şirketin iflas başvuruları kabul edilerek iflas kararı verildi. 2023 yılının tamamındaki konkordato kararı sayısı 519 iken iflas kararı sayısı 65 idi. Yıl sonuna kadar bu sayının bin dolayına yükselmesi bekleniyor. Bunun yanı sıra konkordato başvuruları kabul edildiği halde mahkemenin tanıdığı süre içinde koşulları yerine getiremeyen çok sayıda şirketin son aşama olan iflasa sürüklenmesi ve iflas eden şirket sayısının da geçen yıla kıyasla katlanması kaçınılmaz görünüyor” dedi.
Konkordato kararıyla borçlarını ödemeyip kendisini alacaklılarına karşı korumaya alan şirketler nedeniyle pek çok firmanın sattığı mal veya verdiği hizmetten doğan alacağını tahsil edemediğini söyleyen Başevirgen, şunları söyledi:
“Pek çok şirket ise alacaklarını tahsil edemeyip zor duruma düşme kaygısıyla vadeli satıştan kaçınmaya yöneliyor. Ürününü depoda tutmayı ya da peşin veya nakit dışında mal satmamayı tercih ediyor. Konkordato ve iflas kararı verilen şirketlerin faaliyet alanlarıyla ilgili ilk üç sırayı tekstil, hazır giyim ve inşaat sektörleri alıyor. Bu zincirin diğer halkaları her geçen gün sayısı artan batık şirketler ve işletmelerde çalışan yüz binlerin işsiz kalması, alacaklarını tahsil edemeyen şirketlerin aynı kısır döngüye sürüklenmesi olacaktır.”
