Ntv’de yer alan habere göre, aşırı şeker ve yüksek fruktozlu mısır şurubu içeren yiyeceklerin obeziteye yol açabileceği ve obezitenin birçok kanser türüyle ilişkilendirildiği bilinir. Obezite, vücutta iltihaplanma, insülin direnci ve hormon dengesizlikleri gibi faktörlere neden olabilir, bunlar da kanserin gelişmesine katkı sağlayabilir. Fruktoz, özellikle karaciğer tarafından metabolize edilerek yağ birikimine yol açabilir ve bu durum karaciğer kanserine zemin hazırlayabilir.
Hindistan cevizi ve diğer doymuş yağlar, bazı kanser türlerinin risk faktörleri olabilir. Doymuş yağlar, hormon dengesizliklerine ve iltihaplanmaya yol açarak, kanserin gelişmesini tetikleyebilir. Ayrıca obezite kaynaklı kanser riskini de artırabilir.
Trans yağlar, işlenmiş gıdalarda ve margarinde bulunan zararlı yağlardır. Trans yağlar, vücutta iltihaplanma yaratarak, kanserin gelişimini hızlandırabilir. Aşırı tüketilen doymuş yağlar, vücutta hormon seviyelerindeki dengesizlikler ve insülin direnci gibi metabolik sorunlara da yol açabilir.
Yüksek düzeyde tuz içeren gıdalar, özellikle mide kanseri riskini artırabilir. Tuzlu yiyecekler, mide zarını tahriş edebilir ve mide mukozasının iltihaplanmasına yol açabilir. Tuzlu gıdalar, mide enfeksiyonlarına neden olabilen Helicobacter pylori bakterisi için de uygun bir ortam oluşturur.
Kızarmış ve aşırı pişmiş yiyeceklerde akrilamid adlı bir bileşen oluşabilir. Akrilamid, özellikle karbohidrat içeren yiyeceklerin yüksek sıcaklıklarda pişirilmesiyle ortaya çıkar. Akrilamid, laboratuvar hayvanlarında kanserojen özellikler gösterdiği için insan sağlığı üzerinde de olumsuz etkileri olabilir. Kızarmış patatesler ve diğer kızarmış yiyeceklerin aşırı tüketimi, bu kanserojen bileşiği vücuda almanıza neden olabilir.
Yorumlar kapalı.