Ancak bu kez bilim, o lanetin arkasındaki karanlık sis perdesini farklı bir gözle araladı. Yapılan laboratuvar incelemelerinde mantarın, özellikle lösemi hücrelerinin büyümesini durdurabilecek biyolojik aktif bileşikler ürettiği saptandı.
Araştırmacılar, mantarın elde ettiği maddeleri arı sütünden izole edilen bir molekülle birleştirdiklerinde etkileyici sonuçlara ulaştı. Elde edilen karışımın, günümüzde lösemi tedavisinde yaygın olarak kullanılan sitarabin ve daunorubisin isimli kemoterapi ilaçları kadar etkili olduğu bildirildi.
Dr. Gao, bu keşfin doğanın henüz keşfedilmemiş tedavi kaynaklarına işaret ettiğini vurgulayarak, “Bir zamanlar milyonlarca insanın hayatını kurtaran penisilin mantarlardan elde edildi. Bugün aynı kaynaktan başka bir umut doğuyor olabilir” dedi.
Bir zamanlar sadece mistik hikâyelerle anılan ve bilim dışı korkulara neden olan bu antik mantar türü, şimdi çağımızın en ölümcül hastalıklarından birine karşı umut verici bir silah olarak değerlendiriliyor. Araştırma ekibi, elde edilen sonuçların ileri klinik çalışmalarla desteklenmesi durumunda, kanser tedavisinde önemli bir adım atılabileceğini belirtiyor.
Yorumlar kapalı.