Araştırma ekibi, bin yıllık bu tohumları “tsori ağacı” olarak bilinen İncil’de geçen bir bitkiye ait olabileceğini düşünüyor. Kimyasal analizler ve DNA çalışmaları, Sheba’nın aromatik reçineleriyle tanınan Commiphora cinsine ait olduğunu gösterdi. Bu cins, İncil’de bahsedilen diğer şifalı bitkilerle de ilişkilendiriliyor.
Araştırmacılar, bin yıl önce bir insan ya da hayvan tarafından yenilen bu tohumun dışkı yoluyla mağaraya bırakıldığını ve günümüze kadar korunarak ulaşmış olabileceğini belirtiyorlar. 14 yıllık bir çalışmanın ardından üç metrelik bir ağaca dönüşen Sheba, tarihi ve tıbbi önemiyle dikkat çekiyor.
Sheba bitkisi üzerinde yapılan analizler, bu bitkinin genetik yapısının benzersiz olduğunu gösterdiği için türü tam olarak belirlenemiyor. Ancak araştırmacılar, yıllar içinde soyunun tükendiğine inanılan bu bitkinin, İncil’deki tsori ağacı olduğuna dair güçlü kanıtlara sahip.
Sheba’nın eşsiz özellikleri, bilim dünyasında doğal tedavi yöntemlerine yeni bir soluk getirebilir. Kanser karşıtı ve iltihap önleyici bileşenler içermesi, bu bitkinin modern tıpta önemli bir yere sahip olabileceğini gösteriyor.
Yorumlar kapalı.