Açılışta yapılan protokol konuşmalarıyla başlayan etkinliğin ilk gününde konuşan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Suna, bu kongrelerin (1989) yılından bu yana aralıksız olarak düzenlendiğini ve bu yıl 36. yılına ulaştığını belirtti. Bu yılki ana tema olan “21’inci Yüzyılda Beton” kapsamında, dijital teknolojilerin betona entegrasyonundan kalite kontrol süreçlerine, yapay zekâ uygulamalarından sürdürülebilir beton teknolojilerine kadar pek çok konu gündeme taşınacak.
Suna, yapı güvenliği açısından en temel malzeme olan betonun; kalite ölçütleri, dayanıklılığı, hazır betonun kullanımı ve yaygınlığı gibi konuların hem sektörel hem de ulusal anlamda büyük önem taşıdığına dikkat çekti. Marmara depremlerinin, nitelikli betonun önemini acı tecrübelerle gösterdiğini vurgulayan Suna, “Bugün topraklarının yüzde 93’ü deprem tehdidi altında bulunan, yapı stokunun büyük ölçüde güvenli olmadığı kamu kurumlarının raporlarında da açıkça ifade edilen bir ülkede, yapı üretim sürecinin en önemli malzemelerinden olan betonu daha dikkatli ve özenli bir şekilde ele almak zaruridir” dedi.
Yakın zamanda İstanbul’da meydana gelen 6.2’lik depreme ilişkin bilgiler veren Suna, “Ne yazık ki ardından yürütülen tartışmalar ağırlıklı olarak depremin nerede, ne zaman ve ne büyüklükte meydana gelebileceği üzerine yürütülmüştür. Bu tartışmanın yanlış bir zeminde yürütüldüğüne inanıyoruz. Ülkemizin depremselliği bilinen bir gerçektir. Topraklarımızın ve nüfusumuzun büyük çoğunluğu deprem tehlikesi bulunan bölgelerde yer almaktadır ve sıklıkla ülkemizin çeşitli noktalarında büyük depremler meydana gelmektedir. Kaçınılmaz olan bu depremlere karşı kentlerimizi hazır hale getirmeye odaklanmamız gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Türkiye’deki mevcut yapı stoğunun büyük ölçüde risk taşıdığını hatırlatan Suna, Ne acıdır ki sıklıkla orta ve büyük ölçekli bir deprem meydana gelen Türkiye’de hala her depremde benzer sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Meydana gelen depremler, deprem büyüklüğü ile orantılı olmayan can ve mal kayıpları ortaya çıkarabilmektedir. İzmir ve Elazığ depremleri bunun en yakın örnekleridir” dedi.
Kentlerde yer alan riskli yapıların dönüştürülmesinin öncelik taşıdığını vurgulayan Suna, yeni yapılarda da benzer risklerin yaratılmaması gerektiğini ifade etti. Hazır betonun yapı kalitesini ciddi şekilde artırdığını belirten Suna, buna karşın sektörde kalite denetimi konusunda eksikliklerin sürdüğüne dikkat çekti.
Kahramanmaraş depremleri sonrasında başlatılan hukuki süreçlere de değinen Suna, yıkımlardan sorumlu kişilerin adil biçimde yargılanması gerektiğini vurguladı.
Yorumlar kapalı.