Konuşma hızı, bireyin içsel durumu hakkında güçlü sinyaller taşır. Villarvalerie’ye göre, bir kişinin yavaş konuşması, onun hem kendine olan güvenini hem de baştan çıkarıcılığını sergiler. Hızlı konuşan biri, adeta üzerinize gelen kelime bombardımanı yaratırken, yavaş ve alçak ses tonuyla konuşan biri, kelimeleriyle dikkatinizi tamamen kendine çeker. Bu durum, konuşmanın içeriğini daha anlamlı kılar ve dinleyeni cezbetme potansiyelini artırır.
Beden dilindeki akıcılık ve sakinlik, özellikle dikkat çekici bir unsur. Ani ve sert hareketler genellikle öfkeyle ilişkilendirilirken, yavaş ve zarif hareket eden kişilerin daha etkileyici bulunduğu gözlemleniyor. Villarvalerie bu konuda, gözlük takma, sigara yakma ya da ruj sürme gibi sıradan eylemlerin bile dans edercesine yapıldığında büyüleyici bir etki yaratabileceğini söylüyor. Bu tarz bir hareketlilik, kişiyi adeta bir film sahnesindeki karakter gibi gösteriyor.
Bazı fiziksel sinyaller ise bambaşka mesajlar taşır. Özellikle saçları arkaya atmak ya da başı hafif yana eğerek köprücük kemiğini açığa çıkarmak, Villarvalerie’ye göre biyolojik bir etki yaratır. Bu hareket, feromonların salınmasını tetikleyerek karşı tarafta bir çekim hissi oluşturabilir. Doğal olarak yapılan bu davranış, aslında o kişinin ilgisini çekmek istediğinizin göstergesidir.
Bir kişinin hoşlandığı birine bakışı da diğerlerinden çok farklıdır. Derin ve etkileyici bir bakış, birkaç saniyeliğine de olsa dikkat çeker. Uzmanlar, böyle bir bakışın genellikle içten gelen bir nefes alışla tamamlandığını belirtiyor. Bu küçük ama anlamlı jest, romantik bir ilginin sinyalini verebilir.
Yorumlar kapalı.