Önce Ödemiş Devlet Hastanesi’nde müdahale edilen kadın, ardından Dokuz Eylül Üniversitesi ve Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Doktorlar, yakınlarından aldıkları bilgiler doğrultusunda olayın zayıflama kahvesindeki toksik maddeden kaynaklandığını belirledi.
Yoğun bakımda tedavi altına alınan İkibaş, 15 günü entübe olmak üzere 1,5 ay hastanede kaldı. Kalbinin defalarca durduğunu belirten doktorlar, genç annenin hayatta kalmasının büyük şans olduğunu söyledi.
İkibaş ise yaşadığı korku dolu süreci şu sözlerle anlattı:
Anestezi ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı Sorumlu Hekimi Doç. Dr. Pınar Ayvat, genç kadının hastaneye gelene kadar çok kez kalbinin durduğunu ve müdahaleyle çalıştırıldığını söyledi. Dr. Ayvat, “Solunum cihazına bağlıydı. Bütün kardiyak fonksiyonu testleri düşmüştü. Kalbin kasılma gücü ve böbreğinin idrar çıkarma özelliği çok azalmıştı. Bütün parametreleri bozulmuştu. Önce diyalize almayı düşündük. Tolere edemeyeceğini fark ettik. Her gün kandaki oksijen ve karbondioksit değerlerine göre solunum cihazını ayarladık. Böbrek destek tedavisine devam ettik.” diye konuştu.
Anestezi ve yoğun bakım uzmanı Doç. Dr. Pınar Ayvat, zayıflama amaçlı satılan kontrolsüz ürünlerin son dönemde sıkça hayatı tehdit eden yan etkilerle hastaneye getirildiğini belirtti. Ayvat, “Çeşitli ilaçlar ve maddeler kullanan gençlerimiz de geliyor, zayıflama ilaçları, çayları ve kahveleri kullanan hanımlarımız da geliyor. Bu maddeler ani kalp durmasına neden oluyor. Kalp fonksiyonlarını yavaşlatıyor.
Ritim bozukluğu yapabiliyor bunlar. Pek çok yan etkileri var. Böbrekleri çok etkiliyorlar. Böbrek yetmezliğine sokuyor. Çok daha dikkatli, kontrollü kullanılması gerekiyor. Bunların Sağlık ile Tarım ve Orman bakanlıkları tarafından onaylı olup olmadığı incelenmesi gerekir.” dedi. Ayvat, bu tür ürünlerin sağlık otoritelerinin onayının olup olmadığının mutlaka sorgulanması gerektiğini vurguladı.















