Babacan, Suriye’de muhalif silahlı grupların 27 Kasım’da rejime karşı başlattığı operasyonların, rejimi müzakere masasına çekebileceğini belirtti. “Burada önemli bir karar verilmesi gerekiyor: Rejimi tamamen yıkmak mı, yoksa sıkıştırarak masaya oturtmak mı?” diyen Babacan, Türkiye’nin bu süreçte doğru adımlar atması gerektiğini ifade etti.
ABD’nin Suriye’deki tutumunu da ele alan Babacan, Washington’un temel hedefinin Suriye’yi Rusya’ya bırakmamak olduğunu söyledi. ABD’nin PYD ve YPG’yi dert etmediğini belirten Babacan, “ABD, Şii hilalini sınırlamak, İsrail’in çıkarlarını korumak ve kendi askerlerini tehlikeye atmadan başka grupları kullanarak iş yapmak istiyor.” ifadelerini kullandı.
Babacan, Türkiye, İran, Amerika ve Rusya’nın bir araya gelerek ortak bir çözüm üretmesinin yanı sıra Suriye içerisindeki farklı grupların da bu sürece dahil edilmesi gerektiğini söyledi. “Bu sadece dış aktörlerin değil, Suriye’nin içindeki tüm unsurların katılımıyla mümkün olabilir.” dedi.
Babacan, Suriye için uzun vadeli hedefin, toprak bütünlüğüne sahip, temel hak ve özgürlüklerin korunduğu bir yönetim olması gerektiğini belirtti. “Suriye’de yaşayan herkesin haklarının gözetildiği, çoğulcu bir demokrasiye geçiş sağlanmalı. Bunun için öncelikle iç diyalog sürecine ihtiyaç var.” ifadelerini kullandı.
Babacan’ın önerileri, Suriye krizine yönelik farklı aktörlerin iş birliğiyle kapsamlı bir çözüm arayışını gündeme taşıdı. Dörtlü masa fikrinin hayata geçip geçmeyeceği ise ilerleyen süreçte netleşecek.
Yorumlar kapalı.