Küresel güçler İsrail’e karşı baskısını artırmalıdır. Gördüğümüz kadarıyla İsrail hükümeti ile İsrail toplumunda bir yarılma söz konusudur. Savaş karşıtlarının protesto gösterileri yoğunluk kazanmıştır.
Gazze’de masumların kanı hala dökülmektedir. Barbarlık güncelleşmiş, yeni sürümü ile Gazze Şeridi’ni kırıp geçirmiştir. Çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere sayıları 35 bini aşan sivil ve masum Filistinli kardeşlerimiz soykırım suçunun kurbanı olmuştur. UCM Başsavcısının, İsrail Başbakanı ve Savunma Bakanı’nı insanlık suçları nedeniyle yakalama kararı müracaatında bulunması caniler için çemberin daraldığını göstermesinin yanı sıra çok önemli bir gelişmedir. Soykırımcıların kaçışı ya da kurtuluşu yoktur. Netanyahu’nun güvendiği dağlara kar yağmaktadır
Gazze meselesi hem ahlaken hem de dinen Türkiye’nin de meselesidir. Gazze düşerse, milli güvenlik tehditleri katlanacaktır. Vadedilmiş topraklar ve son aşamada kurulacak yeni dünya düzeni için fethedilecek nihai ülke kabala yöneticilerine göre Edom’dur. Edom ise Anadolu’nun ilk çağlardaki adıdır. PKK aparatı HDP Dem eş başkanlık görevini üstlenmiş temelsiz bir zatın 2019 yılında söylediği buralar vadedilmiş topraklar dün gibi kulaklarımızda çınlamaktadır. Siyonizmin kuklası bölücü terör örgütüdür. Anadolu’ya vadedilmiş topraklar tanını getirenler sütü bozuk düşman çevreleridir.
Filistin davasında kararsız kalmak milli ve namuslu bir siyaset tercihi olamaz. Bebeklerin ölümüne sessiz kalan bir dünya sönmüş bir dünyadır. Eğer yarının temellerini bugünden atamazsak, eğer öngörüyle ve stratejik bakışla hareket edemezsek Gazze’de sahne alan vahşiliklerin tıpkısının aynısına vatanımızın maruz kalması muhtemeldir.
Ekonomist dergisinde 9 Mayıs 2024’te yayımlanan bir makalede liberal uluslararası düzenin parçalandığı çöküşün ani ve geri dönülemez olabileceği ileri sürülmüştür. MHP bu tespiti çok önceden yapmış Türk kuşağı Türkiye’nin büyük stratejisi isimli çalışmasıyla fikri ve siyasi tefekkür marifetini açık ve seçik hayata geçirmiştir. Parçalanan haksızlıklara ve sefalet içindeki bir dünyaya ortam açan, liberal düzenin kıyıya vuran enkazı doğudan yükselen aydınlıkla kaldırılıp atılacaktır. Bu aydınlık Türk kuşağıdır, Türk birliğidir.
Başta ekonomi olmak üzere pek çok alanda uygulana oyun teorisinde oyunculardan biri kazanıyor diğeri tamamen kaybediyorsa bunun adı sıfır toplamlı bir oyundur. Burada asıl öncelik kazanmaktır. Dikkatli bir oyuncu muhtemel kayıplarını en aza çekecek bir strateji takip edecektir. Her oyuncunun oyunu kazanmak, imkân bulduğu zaman bu oyun artı toplamlıdır. Oyun teorisinde artı toplamlı oyunlar işbirliğine ve müzakereye dayanmaktadır. Bizim teklifimiz sıfır toplantı değil artı toplamlı oyundur. Yani herkesin kazanmasıdır. Böylelikle Türk-İslam medeniyeti yeni bir atılım ve hamleye sivrilecektir. Ancak kutlu hedeflerin zorlu etapları vardır. Çevremizde birbiriyle iç içe geçen olaylar vuku bulmaktadır. Türkiye’nin Filistin meselesinde gösterdiği samimiyet ve duyarlılık, Sayın Cumhurbaşkanımızın Irak ziyaretiyle somutlaşan ve iki ülke arasında siyasi ve ticari köprü olacak kalkınma yolu projesinin geniş imkan ve kazanımlarıdır.
Hem Rusya’nın batı dünyası ile ilişkilerinde, hem de Türkiye’nin Ermenistan ve Azerbaycan arasında kilit role sahip olan Laçin koridorunun stratejik muhtevası, Türkiye-Rusya ve iran arasındaki ASTANA mekaniğinin bölgesel barış ve istikrara destek veren sonuçları, Ermenistan Başkanı Paşinyan’ın sözde soykırım iddialarını çürüten beyanları İsrail’in Suriye’nin başkenti Şam’da bulunan İran konsolosluğuna saldırması ve 7 İran askerinin ölümü, ardından İran ve İsrail arasındaki karşılıklı saldırılar, Slovakya başbakanının uğradığı saldırılar, İran cumhurbaşkanı reisi ile Azerbaycan cumhurbaşkanı Aliyev’in 19 Mayıs’ta buluşmaları, hitamında yaşanan elim helikopter kazası kanaatimce birbirinden bağımsız gelişmeler değildir. Reisi ve beraberindeki heyeti taşıyan helikopterin kaza geçirmesi helikopterde bulunan herkesin hayatını kaybetmesine, küresel ve bölgesel tedirginliğin üst bir seviyeye tırmanmasına yol açmıştır. İran İslam Cumhurbaşkanı’na vefat eden diğer devlet adamlarına rahmetler niyaz ediyorum. Hakikaten kaza mıdır yoksa sabotaj mıdır bilemem ama stratejik olayın iç yüzünün en kısa sürede açıklığa kavuşturulması bölgesel barış ve huzur adına zorunluluktur. İsrail’in iddia edilen kazadaki rolü, ABD’nin nerede durduğu mutlaka berraklaşmalı, son zamanlardaki gelişmelerin tesirinin diyalog ve iş birliği zemininin genişlemesinin kaza süsü verilerek kesintiye uğramasının amaçlanıp amaçlanmadığı belli olmalıdır. Bugün İran’ın başına gelen felaketin Allah korusun ama Türkiye’de de yaşanabileceğini düşünmek bir vehim değil, suyu uyutup kendisini ayık tutan mihrakların gerçek niyetlerini az çok yorumlamış olmamızın sonucudur. BM teşkilatı derhal inisiyatif üstlenmelidir.
6-8 Ekim 2014 tarihinde 37 kişinin ölümüne yol açan isyan teşebbüsünün azılı faillerinin 16 Mayıs’ta Ankara 22. Ağır ceza mahkemesi tarafından hüküm almaları hukuk devletinin gereğidir. İşlenmiş bir suç kimsenin yanına kalmayacaktır. Bu ülkenin havasını soluyup ekmeğini yiyenler eninde sonunda ihanetlerinin hukuki faturasına da katlanmak durumundadır. PKK ile HDP arasındaki organik ve örgütsel bağ hukuken tescillenmiştir. Peki AYM HDP’nin kapatma davasını neden sürüncemede bırakmaktadır? HDP bugün değilse ne zaman kapatılacaktır? Onun uzantısı DEM’in Türkiye’ye kastetmesinin hesabı ne zaman sorulacaktır? Bay Zühtü’nün gitmesinden sonra AYM’nin elini tutan önüne geçen karar süreçlerine tıkaç olan sanıyorum kalmamıştır. O halde bu iş bitmelidir. HDP ve devamı sözde parti kapatılmalıdır.
Yorumlar kapalı.