Kota uygulaması illerde farklı yoğunlukta hissedilirken, 530 bin nüfuslu Çorum’da yaz kursu kotası 15 bine düşürüldü. Bu kısıtlama nedeniyle sadece bu ilde yaklaşık 100 antrenör görevinden oldu. Eğitmenlerin yanı sıra yaz kurslarına katılmak isteyen çocuklar ve aileleri de mağduriyet yaşadı.
CHP Çorum Milletvekili ve KİT Komisyonu üyesi Mehmet Tahtasız, yaşananları TBMM gündemine taşıyarak eleştirdi. Saray’dan tasarruf yapmayan iktidarın spordan ve sporcudan tasarruf yaptığını vurgulayan Tahtasız, “Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’a sesleniyorum. Lütfen illerde uygulamış olduğunuz kotayı kaldırın. Gençlerimiz eğer edebiyat öğrenmek istiyorsa, el sanatları öğrenmek istiyorsa, futbol öğrenmek istiyorsa, resim öğrenmek istiyorsa o branşlarda başvuruları alın ve o başvurular neticesinde kaç eksik eğitmenimiz, antrenörümüz varsa onlara işlerini iade edelim” dedi.
Tahtasız, yaz kurslarının 31 Aralık’a kadar sürmesi planlanırken kota kararıyla yüzlerce kişinin bir gecede işsiz kaldığını belirtti. “Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından yürütülen 2025 yılı yaz kursları Temmuz ayından başlayıp 31 Aralık’a kadar sürecekti. Ancak bakanlık tarafından ani bir şekilde uygulamaya konulan kota sınırlamasından dolayı çok sayıda eğitmen mağdur oldu. Sadece Çorum’da 100 kadar eğitmen, eğitmenlerin aileleri ve kurslara başvuran çocuklarımız mağdur edildi. Çünkü Çorum’un kotası 15 bine düşürülmüş. 530 bin nüfuslu bir ilde kotanın 15 bine düşürülmesi ciddi bir mağduriyet yaratmıştır. Konuyla ilgili soru önergesi de verdim. Uygulanan kotanın gerekçesini ve kotaların hangi kritere göre belirlendiğini sordum. Çocuklarımızı sokaklardan kurtarmalıyız. Çocuklarımızı kötü alışkanlıklardan uzak tutmalıyız. Yaz okullarında böyle bir kısıtlamaya gidilmesini biz doğru bulmuyoruz” ifadelerini kullandı.
Antrenörlerden gelen tepkiler kamuoyunda da yankı buldu. Tahtasız, bir eğitmenin kendisine gönderdiği mesajı şöyle paylaştı:
“Aylar öncesinden yaz okulu afişleri hazırlandı, çocuklarla iletişim kuruldu, ailelere programlar anlatıldı. Birçok arkadaşımız evlilik hazırlığındaydı, bazıları kredi çekmişti, bazıları ise hasta anne babasına bakmakla yükümlüydü. Hepimiz bu işe sırtımızı dayamıştık. Şimdi hepimiz işsiziz. Yalnızca geçimimizi değil, hayatımızı sürdürecek dayanağımızı kaybettik. Bu kararın açıklanma şekli, zamanlaması ve içeriği; bizleri maddi olarak zorlarken, en çok da manevi olarak yıktı. Onca yıl verdiğimiz emeğin, gecemizi gündüzümüze kattığımız çalışmaların böyle bir veda ile sona ermesi büyük bir kırgınlık ve güvensizlik yarattı.”
Yorumlar kapalı.