Milletvekili seçilmeden evvel Kars Etraf ve Kent Hukuku Derneği’ne KARÇEV başkanlık yapan Alp, milletvekilliği mazbatasını alır almaz, ilk olarak kayyım idaresindeki Kars Belediyesi binasının önüne gitmiş ve burada yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı: “28 Mayıs’ta tercihi kazandığımız gün bu kayyım buradan gidecek. Kars halkına söz veriyorum. Baskı ve şiddet nereden kazançsa gelsin diz çökmeyeceğiz, tercih alanlarında bağırdığımız gibi eyvallah etmeyeceğiz. Bizi ayrılmak ayrıştırmak, kutuplaştırmak istiyorlar. Biz inadına barış diyeceğiz, inadına kucaklaşma diyeceğiz.”
Alp, TBMM’de Meclis komitelerinin oluşmasının ardından yapılan ilk genel heyet buluşmasından itibaren; beş surat yataklı Kars Devlet Sağlık Kurumu’nin ve su arıtma kuruluşunun ‘göstermelik’ temel atma merasimleri, Kars’ın stadyum meseleyi, Sarıkamış Kayak Merkezi’nin meseleleri ve yeniden Sarıkamış’taki HES projelerinin yol açtığı hasarları sual önergeleri ile Meclis’e taşıdı.
İnan Akgün Alp, Kars’ın caddelerindeki umursamamaya da Twitter hesabı üzerini dikkat topluyor. Resimleri şahsi hesabından paylaşan Alp, “Kısa bir fasıla hariç neredeyse son 20 yıldır iktidar belediyelerince idarenen Kars’ta sokakların bugünkü hali. Yapılmayan altyapı, her yağmurda balçık içinde kalan yollar, akmayan sular, çevreye saçılmış çöp istifleri ve şehir içindeki tezeklikler. Görüntüler Aydınlıkevler Semtimizden. İlk yerel tercihlerde Karsımızı bu ayıptan elbirliği ile kurtaracağız” ifadelerini kullandı.
İnan Akgün Alp ile, kayyım uygulamalarını, Kars’ın kronikleşmiş meselelerini ve yerel tercihleri konuştuk.
Kars, kısa bir zaman hariç, son 20 yıldır iktidar partisi ve şimdi de kayyım tarafına idareniyor. Buna karşın henüz çözülmemiş, kronikleşmiş meseleler yaşıyor. Bu meseleleri Meclis’e taşıdığınız gibi sosyal medya üzerinden de paylaşıyorsunuz. Kars’ın bu gidişatı yaşamasının temel nedeni nedir?
Öncelikle bahsettiğiniz paylaşımda Kars Belediyesi’nin ulusa reva gördüğü yaşam var. Altyapı çalışmalarının beceriksizliği, eksikliği, her yağmurda balçık içinde kalan yollar, akmayan sular, çevreye saçılmış çöp istifleri ve şehir içindeki tezeklikler. Kars’ın bir hayli yerinde eş tablolar görmek olası. Buna karşın Kars Belediyesi genelde şöyle açıklamalar yapıyor: “Belediye alt yapı ve üst yapı çalışmalarına sürat verdi”, “Kars Belediyesi yol üretim ve alt yapı çalışmaları devam ediyor”, “Kars Belediyesi olarak hizmetlerimiz durmaksızın devam ediyor.” Oysa bahsettiğiniz paylaşımda yer alan sarih ve net olan o 4 resim işte belediyenin tüm açıklamalarını altüst ediyor. Kars merkez ve ilçelerinde yaşayan vatandaşların bu gidişatı yaşamasının temel nedeni, Kars’ta yerel demokrasinin askıya alınmış olmasıdır. Kars’ta ve Türkiye’de demokrasiyi kurtarmanın yolu kayyımlardan kurtulmaktan geçiyor.
Peki, Kars’ta belediye başkanı ulus tarafından mı seçildi? Hayır. Kars Kayyım tarafına idareniyor. Başka Bir Deyişle, merkezi hükümet tarafından soyulan bir idareyici tarafından. Kayyım uygulamaları vesayetten yakınan, tercihleri kutsayan iktidarın hakikatini ortaya çıkardı. Doğu ve Güneydoğu’da ulusun reyleri ile seçilen belediye başkanlarının yerine kayyım atandı. CHP’li belediyeler ise cinsli yasaklamalar ve ceza tehditleri yolunu iş yapamaz hale getirilmek istendi. İktidar otoriter rejimini kayyımlarla tahkim ediyor. Kayyım darbelerden beterdir. Zira darbe yolu ile iş başına gelenler bir zaman sonra koltuğu vazgeçmek zorunda kalıyordu, kayyımlar ile aralıksız olarak ulus istemine el konulan bir idare oluşturdu.