Teklifin şu andaki haliyle iklim kriziyle mücadele kanunu olmadığını, tam aksine iklim değiştirme kanunu olduğunu savunan CHP’li vekil, bir şirketin olduğundan daha çevreci şekilde pazarlanması anlamına gelen “greenwashing” yani “yeşil aklama” terimini işaret ederek iktidarın amacının iklim kriziyle mücadele olmadığını vurgulayarak şirketlere “bedelini öde ve kirlet” sistemi getireceğini ifade etti.
Jale Nur Süllü, teklifteki maddelerle temel ilkeler arasında büyük oranda doku uyuşmazlığı bulunduğunu belirterek “Eşitlik, iklim adaleti ve adil geçiş gibi kavramlar maddelerde karşılık bulmuyor. Sürdürülebilirlikten bahsediliyor olsa da bu sadece şirket karlarının korunmasına yönelik, toplumsal adaletin sağlanmasına yönelik ise hiçbir sorumlulukları yok” dedi.
Türkiye’nin sera gazı salımlarındaki artıştan bahseden Süllü, “2002 yılında 292,5 milyon ton olan sera gazı salımımız, 2022’de 558,3 milyon tona çıktı. AK Parti’nin iklimi değiştirme politikalarıyla bu durum yaşandı. 2053 net sıfır hedefi emisyonları azaltmayacak aksine artıracak. 2038 yılında 2022’ye göre yaklaşık yüzde 33 artış bekleniyor” diye konuştu.
Eskişehir’deki çevresel sorunları işaret eden Jale Nur Süllü, “Sakarya Vadisi’nde Cengiz Holding’in altın gümüş madeni projesi sebebiyle halkın katılım toplantısında kamu yetkilileri şirket yetkilisi gibi davranıyor. Milletvekillerine söylüyorum, bu ‘greenwashing’ ile göz boyamaya ortak olmayın, iklimi değiştiren bu kanun teklifini yasalaştırmayın” ifadelerini kullandı.
İklim krizi; dünyadaki iklim koşullarında meydana gelen olumsuz yönünde değişimler ve meydana getirdiği zararlı sonuçların bütünüdür. İklim krizi, çevresel kirlilik ve küresel ısınma gibi hayati problemlerle yakından ilişkilidir.
















Yorumlar kapalı.