Görüştüğü dört ismin de bu ülkede demokrasinin, hukukun üstünlüğünün ve adaletin hakim olacağına inanan herkese selam ve sevgilerini ilettiğini belirten Yücel, onların da şu an Silivri’de bir mücadele verdiklerini dile getirdi.
Kendilerinin de bu mücadeleyi dışarıda, bazen TBMM’de bazen sokakta bazen de basın aracılığıyla verdiklerini ifade eden Deniz Yücel, ülkeye adaletin de demokrasinin hukukun üstünlüğünün de geleceğini söyledi.
Yücel, bir gün bugün haksız yere Silivri zindanında tutulan isimlerin de özgürlüğe kavuşacağını ifade ederken, iktidara geldiklerinde hiç kimseyi muhalif olduğu için, düşünceleri ya da siyasi tercihleri, inançları dolayısıyla yargılanmasına ve hürriyetinden mahkum bırakılmasına izin vermeyeceklerini belirtti.
Yücel, görüştüğü dört isimden Suat Toktaş’ın 14, Ahmet Özer’in 106, Rıza Akpolat’ın 27, Tayfun Kahraman’ın ise yaklaşık 3 yıldır Silivri’de tutuklu bulunduğunu anımsattı.
Yücel, Suat Toktaş nezdinde aslında tutuklananın gazetecilik mesleği ve faaliyeti olduğunu ifade ederek anayasasında basın hürdür sansür edilemez yazan, anayasasında fikir ve ifade özgürlüğünü teminat alan bir ülkede sırf haber yaptıkları için gazeteciler tutuklanıyorsa o ülkenin hukuk devleti olup olmadığı soru işareti içerir ifadelerini kullandı.
Ahmet Özer’in belediye başkanı seçilene dek ne karakol yüzü ne mahkeme yüzü gördüğünü söyleyen Yücel, 106 gündür iddianamenin hazırlanmamasına dikkat çekti. Yücel ayrıca, Türkiye’de kayyım atanmış 8 belediye daha olmasına rağmen yalnızca Ahmet Özer’in tutuklu yargılandığını, diğer başkanların tutuksuz yargılandığını belirtti.















