CHP’li Zeynel, sosyal medya kanalı Youtube üzerinden 15 Temmuz Darbe Girişimi’ne ilişkin geçen ay yayınladığı videonun ardından bu ay da Türkiye’de iktidar eliyle yapılan yolsuzluklar ve kurulan yolsuzluk ağına ilişkin videolu bir paylaşım yaptı. Kamu özel iş birliği (KÖİ) adı altında yapılan işlerle Kur Korumalı Mevduat adı altında kamunun uğratıldığı zararın Yüce Divan’da yargılama konusu yapılacak ölçekte olduğunu savunan CHP’li Emre’nin yayınladığı videolu paylaşımındaki değerlendirmeleri şöyle:
“Türkiye’de oluşan bu hortum düzeninden bazı başlıklar size anlatacağım. Birincisi, kur korumalı mevduat diye bir şey uydurdular. Kur korumalı mevduat ne zaman çıktı? 2022’nin mart ayında çıktı. 2022’nin mart ayından 2023’ün sonuna kadar -bu yılı bir tarafa bırakıyorum- sadece bu aralık döneminde bizim cebimizden giden rakam 152 milyar TL. Biz 152 milyar TL’yi, sadece bir yanlış politika diyemeyeceğim, bir kaynak aktarımı ve zengini daha fazla zenginleştiren bir araç haline geldi. Dünyada bunu uygulayan ülke yok.
152 milyar TL’ye biz ne yapabilirdik, bu parayı hiç etmeseydi iktidar? Bu parayla, hele hele deprem yaralarını sarmaya çalıştığımız bir dönem içerisinde 75 metrekareden 126 bin tane konut yapabilirdik. Yani siz bu parayı böyle hiç etmeseydiniz, 126 bin tane biz konut yapabilirdik veya bir buçuk milyonun üzerinde insana 12 ay boyunca asgari ücret düzeyinde maaş verebilirdik. Yani sadece bir kalemde bu ortaya çıkan yolsuzluk ya da hortum ya da para transferinden bahsediyoruz.
‘Üç köprüyü kamu yapsaydı 6 milyar Euro iken yandaşa iki katına ihale edildi’
Bu modelle yani yap işlet devret modeliyle Türkiye’de yapılan işlerde en az iki kat ya da bir başka ifadeyle söyleyeyim, normalde maliyet bir birimse en az iki olarak bizim cebimizden çıkan rakamlar var. Ki bu en az rakamlar… Siz Türkiye’de son dönemde yapılan üç köprüyü kendiniz devlet olarak yapsaydınız bunları yaklaşık 6 milyar Euro’ya mal edip yapabilirdiniz. Ama bunun en az iki katı garanti ödemeler kapsamında, iki katı bir şekilde yandaşlara transfer edildiğini görüyoruz.
Daha önce Türkiye’de çok konuşuldu yapılan tüneller, otoyollar vesairedeki yolsuzluklar ama içlerinde iki başlık var o kadar çarpıcı ki bunların dışında… Bir tanesi Zafer Havalimanı. Zafer Havalimanı’nı ne kadar anlatsak, bir kere mi anlatsak, üç kere, beş kere inanın ne kadar anlatsak yeterli değil çünkü yani bir hesap yapıyorsunuz, diyorsunuz ki, “Ben buraya bir havalimanı yapacağım. Yaptığım hesaba göre 2023 yılında bu havalimanını yaklaşık 1,570,000 kişi kullanacak” diyorsunuz, 43 bin kişi kullanıyor orayı. ‘Burada hesap hatası mı yoksa aleni dolandırıcılık mı var’ dediğimizde, aleni dolandırıcılık var. Çünkü 43 bin ile bu sizin belirlediğiniz rakam arasındaki uçuruma baktığınız zaman bir mantıksızlık var, yani 1 milyon 500 binin üzerinde bir garanti ücret söz konusu. Garanti geçişi veriyorsunuz ve bunun seksende biri mi doksanda biri mi gerçekleşiyor. Böyle bir hesap hatası olmaz. Bu planlanmış şekilde, organize bir şekilde “Nasıl ben devleti soyarım”ın güzel bir örneği.
Yorumlar kapalı.