10-13 Nisan tarihlerinde yaşanan ve ülke genelindeki tarımsal üretimi derinden sarsan zirai don afetine değinen DEVA Partisi Adana Milletvekili Sadullah Kısacık, bu afeti tarım dünyası için “6 Şubat 2023 Depremi” olarak nitelendirdi. Şubat ayında Adana ve çevre illerde meydana gelen zirai don sonrası Tarım ve Orman Bakanlığı’nın çiftçileri yalnız bıraktığını vurgulayan Kısacık, aynı yaklaşımın tekrar edilmesi halinde üreticinin topraktan kopacağını belirterek, “Yönetilemeyen her yerde sorunlar üst üste gelir. Çünkü yönetilemeyen bir yerde sistem hep sorun üretir. Türkiye de şu anda yönetilemediği için sorunlar üst üste geliyor ve herkes bu sorunlar yüzünden isyanda. Demokrasi adına belli bir kesim, okulları ve öğretmenleri için öğrenciler, esnaf ve son yaşanan afetlerden sonra yalnız bırakıldıkları için çiftçilerimiz isyanda! Şubat Ayı’nda Adana ve çevre illerde meydana gelen zirai don afetinde yönetilememenin nasıl bir durum olduğunu acı şekilde tecrübe ettik” diye konuştu.
Afetin üzerinden iki ay geçtiğini belirten Kısacık, “Ama bölgemizdeki ziraat odaları ve birliklerle yaptığımız görüşmelerden çiftçilerimizin mağduriyetleri için hala somut bir adım atılmadığı bilgisini aldık. Adana ve çevre illerde yaşanan afetten sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda, en azından çiftçilerimizin geciken tarımsal desteklemelerinin ödenmesi çağrısında bulunduk. Ödemeler bile çağrımızdan bir buçuk ay sonra yapıldı. Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerinin şu durumun farkına varması lazım. Her şeyden önce yaşanan afet, tarımın 6 Şubat 2023 Depremi’dir. Doğrudan 36, dolaylı olarak 65 ilimizi etkileyen büyük bir zirai don afetinden bahsediyoruz. Çiftçimiz senelerinin emeğini kaybetti. Bu sebeple Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan il ve ilçe müdürlüklerine kadar tüm yetkililerin sahada; tarlada, bağda, bahçede çiftçimizin yanında olması lazım. Eğer bakanlık ve yetkililer bu defa da, Adana ve çevre illerde yaşanan afette olduğu gibi tepkisiz kalırsa, çiftçimiz toprağa ve tarıma dönemez” ifadelerini kullandı.
Sadullah Kısacık, Adana’daki tarım sektörünün karşı karşıya kaldığı sorunlara da değinerek, mevcut iktidarın öngörülü, sürdürülebilir ve planlı bir tarım politikası geliştirmemesi nedeniyle tarım sektörünün ciddi zarar gördüğünü söyledi.
Emek yoğun tarımın giderek yok olduğunu, yerine kontrolsüz büyüyen bahçe tarımının ve sektöre dışarıdan giren aktörlerin geçtiğini dile getiren Kısacık, bu değişimin sonucu olarak çiftçiliğin yaş ortalamasının yükseldiğini ve köylerde hayatın neredeyse durduğunu ifade etti.
“Adana’da son 15 yılda bahçe tarımına müthiş bir dönüş gerçekleşti” diyen Kısacık, “Nereye gitseniz karşınıza bahçe çıkıyor. Adana; pamuk, buğday, mısır ve arpa gibi stratejik ürünlerin yetiştirildiği bir yer olmak çıktı. Bahçe tarımı, stratejik tarımın önüne geçti. Tarım ve Orman Bakanlığı ise bu değişimi yıllarca izlemekle yetindi. Şimdi Bakanlık yeni bir düzenleme ile eğimli araziler dışındaki tarım alanlarında bahçeciliği sınırlandırmaya gidiyor ama iş işten çoktan geçti. Tarımsal girdi maliyetlerinin yükselmesi ile çiftçilerimizin yerini, çiftçilik mesleği ile uğraşmayan farklı mesleklerden gelenler aldı. Onlar da pamuk, buğday, mısır, arpa, patates ve biber gibi emek yoğun stratejik tarım ürünleri yerine bahçe ve narenciye tarımına yöneldi. Haliyle çiftçimizin kazancı daha da düştü” şeklinde konuştu.
İki çok önemli sorun olduğunu ifade eden Kısacık, “İktidarın Türkiye’de, Dünya’da ihtiyaç nedir? Rekolte nedir gibi faktörleri hesaplamadan sadece seyrettiği bu süreç sebebiyle tarım gençler için bir meslek olmaktan çıktı. Geçen günlerde yapılan bir açıklamaya göre çiftçilik mesleğinin yaş ortalaması sürekli artıyor ve gençler tarım sektörüne çekilemiyor. Ürettikleri tarım ürününü maliyetine bile satamazsa, ektiği ürünün piyasa fiyatlarını öngöremezse, borçlarını ödeyemezse gençler neden çiftçilik yapmak istesin? Haliyle köylerde çiftçilik yapacak bir genç nüfus kalmadı. Köylerde çiftçiliği sürekli kılan bir hayat kalmadı. Biz okullarda Türkiye’nin tarımda kendi kendine yeten bir ülke olduğunun eğitimini alırdık. Ama şimdi buğday, mercimek, nohut ve daha pek çok tarım ürününü ithal ediyoruz. Maalesef çiftçiliğimiz ölüyor” ifadeleriyle köy ve kırsal hayatın bitmesiyle çiftçiliğin tükenme noktasına geldiğini söyledi.
Yorumlar kapalı.