Bu sualin çözüme kavuşturulmadığını belirten Kaya, “Bugün Danışma Heyeti buluşmasında yeniden bu mevzuyu gündeme getirdik. Bir kısım politik partilerimizin temsilcileri ‘Biz kumpasımızı bozamayız.’ dediler. Bu zati kumpassız bir kumpas. Bu kumpası bozmak zorundayız. Hak, adalet bu kumpasa itiraz etmemizi gerektiriyor. ‘Biz buranın sahibiyiz.’ algılarını bırakacaksınız zira bu Meclis’te kendi hukukunu korunamayan milletvekilleri, asla ve asla bu ulusun hukukunu korunamaz.” diye konuştu
Türkiye’de Cumhuriyetin bülteninden AK Parti’nin iktidara geldiği 2003 senesine kadar 1168 maden ruhsatı verildiğini kaydolan Kaya, 2003-2019 seneleri arasında ise takribî 150 bin maden ruhsatı verildiğini ifade etti.
İktidarın 2004’ten itibaren maden faaliyetlerini yabancı işletmelere verdiğini, ülke kaynaklarını yalnızca bir avuç insanı zenginleştirmek için kullandığını iddia eden Kaya, “İktidar, şuurlu bir biçimde bu işletmelerle insanları karşı karşıya getirmeye çalışmakta ve her zamanki gibi sütten çıkmış ak kaşık gibi bu hadiseden sıyrılmaya çalışmaktadır. Muğla’mız başta olmak üzere ülkemizin en ehemmiyetli meselelerinden birisi termik santraller, maden ocakları ve maden sahalarında yürütülen faaliyetlerin mevzuata ters biçimde yapılmasıdır” laflarını sarf etti.
Madencilikle uğraşan firmaların faaliyette bulunduğu alanların, tekerrür tabiata kazandırılmak üzere ağaçlandırılmadığını ileri süren Kaya, kanun boşluklarından faydalanılarak ormanlar ve yaşam alanlarının mukadderatına terk edildiğini korundu.
“2043’E KADAR TAKRİBÎ 300 MİLYON TON KARBONDİOKSİT SALACAK”
İYİ Parti Muğla Milletvekili Metin Ergun, Akbelen sahasındaki çalışmaların 4 yıldır devam eden bir süreç olduğunu dile getirerek, “Bölgede daha evvel yeniden çam ağaçları kesilmiş, zeytin kanunu idaremelik farklılığıyla delinmiş ve zeytin ağaçları kesilmişti.” dedi.
İYİ Parti’nin yer üstü kaynakları da yeraltındaki kaynakları da ülkenin zenginliği olarak gören ve bunları gözetmek gerektiğine inanan bir bakış açısına sahip olduğunu vurgulayan Ergun, “Bizim arayışımız ve itirazımız; kaynaklarımızın birbirine hasar vermeden değerlendirilmesi ve gelecek jenerasyonlara korunarak aktarılmasıdır.” dedi.
Akbelen’de ekolojik balansın bozulması göz arkasını edilerek binlerce ağacın kesildiğini öne süren Ergun, şunları kaydoldu:
“Kaba maden çıkarma usullerinden ve fosil kaynaklara dayalı enerji yapımından bırakılarak etrafa hasar vermeyen daha çağdaş usullerle çiğ madde elde etmek muhtemel iken bugün Akbelen’de yaşananlar seçimlerden kaynaklanan kronik bir sualin devamıdır. Bu mesele, korunması gereken alanlar başta olmak üzere tabiatı ve natürel kaynaklarımızı feda etmek kaderine muhakkak kesimlerin çıkar elde etmesi noktasında tükenmeyen ısrarın yansımasıdır.”
Akbelen Ormanı’ndaki ağaçların kesilmesine neden olan Yeniköy Termik Santrali’nin 1986’da, Kemerköy Termik Santrali’nin ise 1994’te devreye alındığını anlatan Ergun, bir araştırmaya göre 1992-2017 seneleri arasında Yatağan, Kemerköy ve Yeniköy termik santrallerinin takribî 360 milyon ton karbondioksiti atmosfere saldığının hesaplandığını söyledi.