Teklifin gerekçesinde; ABD, İngiltere, Almanya, Fransa ve Yunanistan’da verilen oturma izinlerinde istenilen 5 yıl ikamet süresi ve ikamet edilen ülkenin ana dilini bilme şartının olduğu hatırlatıldı.
Dünyadan verilen örneklerle Türkiye’de de Türk vatandaşlığı kazanılmasında, yatırım yapılmasından hemen sonra vatandaşlık kazanılmaması, yatırımdan sonra 5 yıl bekleme süresi ve temel düzeyde Türkçe bilgisi kazanılması şartlarının getirilmesi istendi.
Verilen kanun teklifinde, gayrimenkul alma yoluyla vatandaşlık kazananların, 10 yıl süreyle gayrimenkullerini devir veya terk işlemi yapılmaması taahhüdünün verilmesi gerektiğine de vurgu yapıldı.
Demokrat Parti İzmir Milletvekili Uzun, TBMM Başkanlığı’na sunulan kanun teklifi hakkında şu ifadeleri kullandı:
“TBMM Başkanlığı’na sunduğumuz bu teklif ile ülkemize gelen yabancıların ikamet izinleri ve vatandaşlık süreçleri üzerinde daha sıkı kontroller ve düzenlemeler getirmeyi amaçlıyoruz. Türkiye’nin hassas bir coğrafyada bulunması ve uluslararası ilişkilerdeki dengeleri göz önünde bulundurarak, yabancılara verilecek vatandaşlıkların özenle değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz.”
Yabancılara kolay vatandaşlık verilmesi, ülkemizin güvenlik ve sosyal dengesi açısından potansiyel riskler içerebilir. Vatandaşlık sürecinin daha uzun ve dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi, ülke içinde istenmeyen sonuçların önüne geçebilir ve vatandaşlarımızın refahını koruyabilir.
Ayrıca, Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancıların Türk kültürüne ve diline uyum sağlamalarını önemsiyoruz. Dil, ülkemize entegre olmaları ve toplumla daha iyi etkileşim kurmaları için önemli bir unsur. Bu nedenle, vatandaşlık sürecinde dil şartını da dahil etmek uygun olacaktır. Her önüne gelene değil de her gayrimenkul alana değil de dilimizi de bilene vatandaşlık verilmeli. Vatandaşlık almak Türkiye’de dünyanın en kolay alınan ülkesi haline gelmemeli. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı ve Türkiye Cumhuriyeti pasaportu, inşaat firmalarının promosyon malzemesi olmaktan çıkarılmalıdır.