Başlarda herkesi heyecanlandıran ChatGPT geliştirmesi, kısa süre içerisinde farklı rakipler de elde etti. Birçok teknoloji şirketi yavaş yavaş kendi botlarını oluşturmaya başladı. Ancak bu noktada teknolojinin heyecanına kapılanlar, yapay zekânın çevreye verdiği zararı es geçti.
Kripto para madenciliği gibi, yapay zekâ da verileri işlemek için yüksek güçlü grafik işlem birimlerine ihtiyaç duyuyor. Analistler yapay zekânın karbon ayak izinin, şu anda en çok sera gazı üreten Bitcoin madenciliğinden kötü olmasa da gelecekte en az onun kadar kötü olabileceğini tahmin ediyor.
Özellikle bu yaz aylarında yakından deneyimlediğimiz ve Türkiye de dahil birçok ülkede ölümlere neden olan yüksek hava sıcaklığı, aslında ne kadar kırılgan bir gezegene sahip olduğumuzun en büyük kanıtlarından biri.
Ve şu anda dünyanın en son ihtiyaç duyduğu şey; daha fazla sera gazı.
Şu anki verilerle Bitcoin madenciliği, küresel CO2 emisyonlarının yaklaşık olarak %2’sinden sorumlu. Bir danışmanlık firması olan Gartner, yapay zekâ geliştirmelerinin bu hızla ilerlemesi durumunda 2030 yılına kadar endüstrinin küresel elektriğin %3,5’ini tüketeceğini öngörüyor.
Örneğin Open.AI, chatbot hizmetini dünya çapında 100 milyondan fazla kullanıcıya ulaştırmak için yalnızca bilgi işlem maliyetlerine günde tahmini 700.000 dolar harcıyor. Öte yandan birçok şirket ChatGPT kullanımını yasakladı ancak bunun yerine kendi botlarını geliştirmeye başladı.
Araştırmacılar ChatGPT’nin öncülü olan GPT-3’ün 500 milyardan fazla kelimeden oluşan bir veri tabanı üzerinde eğitilmesinin 1.287 megawatt saat elektrik ve 10.000 bilgisayar çipi gerektireceğini tahmin ediyor. Bu miktar, ABD’de bir yılda yaklaşık 121 eve sağlanacak güç ile eşdeğer.
Temmuz ayında yayınlanan GPT-4, GPT-3’ten 570 kat daha fazla parametre üzerine eğitildi, bu da öncekilerden daha fazla enerji kullanabileceğini gösteriyor.
