Müftü Mehmet Deniz’in intiharına ait açıklama yapan Diyanet Birlik Sen Genel Başkanı Kenan Ak, “Bir müftü neden intihar eder?” başlıklı bir açıklama yayınladı. Ak, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Manisa-Kırkağaç daha önceki müftüsü iken Başkanlıkça açılan soruşturma neticesinde müftülükten vaizliğe indirilen ve Balıkesir Şehir Müftülüğü vaizliğine soyulan beş çocuk babası Mehmet Deniz başlattığı meşru çabayı kazanarak tekerrür müftülüğe döndürülmesini kapsayan karar Başkanlıkça uygulanmayınca depresyona girerek intihar etti. Merhum Mehmet Deniz’in intihar nedeni olarak kendisine verilen cezanın iptali ve duruşmanın iade-i haysiyetine karşın duruşma kararının uygulanmamış olması ve müftü unvanıyla misyona tekerrür dönmesinin yalanlanmasından kaynaklandığı belirtiliyor.Diyanet Birlik Sen olarak bir müftüyü dinimizce yasak olan intihara çeken nedenlerin incelenerek, Öğretmenimizin intihar etmesine dolaysız ya da dolaylı yoldan neden olan mesuller hakkında lüzumlu yönetimsel ve meşru analizlerin başlatılmasını istiyoruz; bu bağlamda mevzuyla da alakalı olduğu için bazı yönetçilerin özelliklede ilçe müftüsü olarak vazife yapan bazı müftülerin hukuk tanımaz tutumlarının ve ben yaptım oldu kavrayışının önüne geçilmez ise daha çok misyonlumuzun canı gidecek, canı yanacak çok aile sefil olmaya ve ayrılmaya kapı aralayacak.”
Diyanet çalışanlarının ‘depresyona’ sokulduğuna dikkat toplayan Ak, İzmir’de eş bir vakanın yaşandığına dikkat çekti: “Başkanlığımızca bu hukuk dışı ben yaptım oldu kavrayışını sergileyen yönetçilere karşı çok acil ve süratli bir biçimde müdahale edilmez, temkin alınmaz ise tekerrür ediyorum çoğu personelin canı yanmaya devam edecek. Yanlış yapan ve yönetçiyi gözeten hiçbir kavrayışı netlikle kabul etmiyoruz. Müftülerin personel üzerindeki hak hukuk tanımayan baskısı Başkanlıkça takip edilmeli, alakalılar cezalandırılmalıdır. İzmir’de bir ilçe müftüsünün din hizmetlerine katkı sunma yerine oturduğu masasından hakkını arayan personelini depresyona sokacak kadar personeliyle haksız ve hukuksuz bir biçimde uğraşmasını, cezalar vermesini, cezalar duruşmada iptal edilince bu sefer de sürgüne yollaması hiçbir ahlaki bedelle ve din hizmeti sunma kavrayışıyla açıklanamaz.
Hukuksuz ve adaletli olmayan usullerle personelini depresyona sokan yönetçi yerinde misyonuna paşa paşa devam ederken yaptığı çile yanına kar kalırken, cezanın mazlum vaziyette olan personele kesilmesi her türlü mahrumiyet ve mağduriyet yaşatılması, duruşmadan döner duruşmaya git denmesi üyeyi bulunmakla şeref dinlediğimiz Diyanet’in misyonuyla çelişmektedir.” HABER MERKEZİ
