Milletvekili seçilmesinin üzerinden 88 gün geçen Can Atalay, hâlâ İstanbul’un Silivri ilçesinde bulunan Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuluyor. Mazbatasını avukatları aracılığıyla alan Atalay’ın Türkiye Büyük Halk Meclisi’ndeki Türkiye Büyük Millet Meclisi danışman kadrosunun soyması da yapıldı.
Tahliye arzı tüzüğün 14. maddesi mazeret gösterilerek Yargıtay’daki iki ceza dairesi tarafından da yalanlanan Atalay, Tüzük Duruşması’ne başvurdu. Atalay, yüksek duruşmaya yaptığı müracaatta, adaletli suçlanma hakkının; seçme, seçilme ve politik faaliyette bulunma hakkının ve birey hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini öne sürdü.
Atalay’ın müracaatında, tüzüğün 36. ve 13. maddesiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesindeki ‘adaletli suçlanma hakkının’ ihlal edildiği, dolayısıyla Sözleşme’nin 17. maddesinin de ihlal edildiği belirtildi. Müracaatta, tüzüğün 67. maddesindeki ‘seçme, seçilme ve politik faaliyette bulunma hakkının’ ihlal edildiğine de vurgu yapıldı.
Gazete Duvar’ın edindiği bilgiye göre, Tüzük Duruşması’nin adli tatilin sona ermesinin ardından müracaatı değerlendirmeye alıp karar vermesi bekleniyor.
Tüzük Duruşması, 27. yarıyılda Milletlerin Demokratik Partisi’nden milletvekili seçilerek Türkiye Büyük Millet Meclisine giren Leyla Güven ve Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında verdiği kararlarda, tüzüğün 14. maddesiyle alakalı ‘Tüzüğün 14. maddesindeki gidişatlar’ ibaresi kapsamındaki kabahatlerin neler olduğunu sarihçe tanımlamamış, kanun koyucu da mevzubahisi kabahatleri tanımlayan bir kanuni tertip etme yapma yoluna gitmemiştir” değerlendirmesi yapmıştı.
Yüksek duruşmanın, adli tatilden sonra Can Atalay için de eş bir karar vermesi ve tahliye yolunu açması bekleniyor. AYM kaynakları, Atalay’ın yaptığı hak ihlali müracaatının kabulünü ‘yüksek ihtimalli’ görüyor.
Yorumlar kapalı.