İsrail’in hesap vermesi gerektiği halde cezasız kaldığını ifade eden Fidan, Filistinlileri savunmak için safları sıklaştırmanın tüm ümmetin görevi olduğunu vurguladı.
“Bu bizim sınavımızdır” diyen Fidan, birlik olunabileceğini kanıtlamak gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
“İslam aleminin diplomatik yollar ve gerektiğinde zorlayıcı önlemler aracılığıyla sonuç alabileceğini göstermeliyiz. İslam tarihi yıkıcı bölünmelerle doludur. Bugün bu hataları tekrarlayamayız. Filistin davası bölgesel rekabetlere kurban edilemez. Hiçbirimiz Filistinlilerin kanı üzerinden aramızdaki meseleleri ya da rekabetleri çözme hakkına sahip değiliz. İslam aleminin dayanışması ve birlikteliği kaybolursa tek kazanan İsrail ve destekçileri olacaktır.”
“İşgale karşı direniş artık İsrail ve Filistin arasındaki bir savaş değil, tüm dünyada zalimler ve mazlumlar arasındaki bir mücadeledir. ” ifadelerini kullanan Fidan, bu tarihi adaletsizliğin şimdi ve sonsuza kadar düzeltilmemesi halinde bir sonraki merhalenin her zamankinden daha büyük bir felaket getireceğine dikkati çekti.
Fidan, herkesin, İsrail’i Filistinlilere yaptığı zulme son vermeye ve iki devletli çözüme zorlaması, İsrail’e uluslararası hukuku ihlal etmenin bir bedeli olduğunu göstermesi gerektiğine işaret etti.
Fidan, Türkiye’nin İsrail’e karşı tam ticaret yasağı getirdiğini anımsattı.
Fidan, 1 Mayıs’ta Türkiye’nin Güney Afrika’nın İsrail’e karşı Uluslararası Adalet Divanında açtığı soykırım davasına müdahil olma kararını açıkladığını ifade etti.
Bakan Fidan, bugün tüm ümmet ve dünyanın dört bir yanındaki sağduyulu insanların kendilerini izlediklerini ifade ederek, şöyle konuştu:
“Halkımız bu zirveden somut sonuçlar çıkmasını bekliyor. Filistin’in daha fazla ülke tarafından tanınması İsrail’e önemli bir darbe vuracaktır. Ayrıca Filistin’in BM’ye tam üyeliğini sağlamak için tüm çabalarımızı ortaya koymalıyız.”
