TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Karal, zararın boyutlarına dikkat çekerek, sadece Malatya’daki kayısı üreticilerinin yaklaşık 10 milyar TL kayba uğradığını, ülke genelindeki toplam ekonomik zararın ise 30 ila 35 milyar TL arasında olduğunu belirtti.
Tarım sektörünün ülke ekonomisindeki stratejik yerine dikkat çeken Karal, “5,2 milyon kişinin doğrudan geçimini sağladığı tarım sektörü ile 90 milyar TL’lik yaş meyve piyasası bu felaketten derinden etkilenmiştir. Bu durum sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir yıkımdır” dedi.
Karal sözlerine şöyle devam etti:
“Her yıl aynı mevsimde aynı acıyı yaşamak kader değildir. Bu, kötü yönetimin, ihmalin ve vizyonsuzluğun bir sonucudur. Tarımda günü kurtaran değil, geleceği planlayan bir anlayışa ihtiyacımız var.”
“Ziraat Bankası görevini yapsaydı bu kriz bu kadar büyür müydü?”
Hasan Karal, açıklamalarında hükümetin tarım politikalarını da hedef aldı. Özellikle kamu kaynaklarının çiftçiden çok başka alanlara aktarıldığını vurgulayan Karal, Ziraat Bankası’nın asli görevinden uzaklaştığını söyledi:
“Kuruluş amacı çiftçiyi ayağa kaldırmak olan Ziraat Bankası, medya patronlarına, futbol kulüplerine, rant çevrelerine kaynak aktarmak yerine asli görevine sadık kalsaydı, bugün bu kriz bu kadar derinleşir miydi?”
Karal, devletin bütçe tercihlerinin tarım sektörüne verilen önemi gösterdiğini belirtti. Kur Korumalı Mevduat sistemine aktarılan 800 milyar lira ve faize ayrılan 2 trilyon liraya karşın çiftçiye yalnızca 135 milyar lira bütçe ayrıldığını vurgulayan Karal, şunları söyledi:
“Bu kaynak dağılımı vicdani değildir. Bu bir tercihtir. Bizim meselemiz sadece bir don felaketi değil, yıllardır süregelen öncelik körlüğüdür.”
Yorumlar kapalı.