Avukat Şöhret Can Kolsuz, Valiliğin 17 Ağustos’ta yayımladığı genelgenin devlet yapısının çiğnenmesi anlamına geldiğini belirtti. Valiliğe bu kanunda tanınan yetkilerin soyut, yoruma açık ve genel geçer yetkiler olduğunu anlatan Kolsuz, şöyle konuştu:
‘‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Anayasası’nın 2. Maddesinde belirtildiği şekliyle demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti. Fakat görüyoruz ki valiliğin -her ne kadar hatırlatma yazısı denilse de- 17 Ağustos’ta yayımladığı genelge laik devlet yapısının çiğnenmesi anlamına geliyor. Yine Anayasa’nın 13. Maddesi’nde ‘’Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” ifadesi yer alıyor. Davut Gül imzasıyla yayımlanan genelgede Anayasa’nın mevcut maddelerinin aleni ihlalini görüyoruz. Zira normlar hiyerarşisine göre genelge ve yönetmeliklerle kanunların sınırlandırılması hukuken mümkün değil. Bu sebeple hukuken mümkün olmayan bu kararı almak için Valilik yetkili de değil. Valilik yaptığı açıklamada ‘yetki konusunda’ 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nu adres gösteriyor fakat valiliğe bu kanunda tanınan yetkiler oldukça soyut, yoruma açık ve genel geçer yetkiler.’’
Avukat Kolsuz, seçim yenilgisinin ardından iktidarın kurumsal muhalefette yaşanan boşluğu değerlendirme gayretinde olduğuna dikkat çekti. Vatandaşların, STK’ların, siyasi partilerin bu kararın karşısında durmaları, bu kararı tanımamaları ve hukuki yolları kullanmaları gerektiğini vurgulayan Kolsuz, valiliğin ve kolluk kuvvetlerinin belirtilen sebeplerle Anayasa’yı çiğneyerek ceza kesme yetkisi olmadığını da anlattı:
‘‘Sanıyorum İstanbul Valiliği’nin bu kararı almasının altında yatan asıl sebep hükümetin İslami rejimi tesis etme isteği. Bu amaca uygun olarak da alkol kullanmayı kamu düzenini bozmak olarak yorumluyorlar ve özellikle seçim yenilgisinin ardından kurumsal muhalefette yaşanan boşluğu değerlendirme gayretindeler. Bu sebeple bu genelgenin hukuki değil ama siyasi olduğu yorumunu yapmak yanlış olmaz sanıyorum ki.
Vatandaşların, STK’ların, siyasi partilerin bu kararın karşısında durmaları, bu kararı tanımamaları ve hukuki yolları kullanmaları gerekiyor. Vatandaşlara hatırlatmamız gereken konu şu:
Pandemide maske kullanmayanlara kesilen cezaları hatırlıyoruz. Fakat bu cezalar daha sonra iptal edildi. Vatandaşlar Kabahatler Kanunu çerçevesinde kendilerine yazılan cezanın iptalini Sulh Ceza Hakimliği’ne giderek talep edebilir ve dava açabilirler. Zira valiliğin ve kolluk kuvvetlerinin belirtilen sebeplerle Anayasa’yı çiğneyerek ceza kesme yetkisi yok.’’
Avukat İsmail Emre Telci ise hukuken alkol yasağının geçerli olup olmadığını anlattı. Valiliğin anayasada yer alan maddeyi tersinden okuduğunu söyleyen Telci, genelgenin uygulanma ihtimali bulunmadığına dikkat çekti:
Yorumlar kapalı.