Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimden önce verdiği “Gabar’da petrol bulunduğu” haberini hatırlatan Uzun, toplumun ikiye bölündüğünü belirtti ve “Bir taraf karşısındakini ‘yalancılıkla’, diğer taraf da inanmayanları ‘hainlikle’ suçladı, suçlamaya devam ediyorlar” dedi. Bunun üzerine Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına (TPAO) başvurduğunu ve başvurusunun kabul edildiğini aktaran Uzun, Gabar’daki petrol keşif ve üretim sahalarında TPAO’nun misafiri olarak iki gün geçirdiğini söyledi.
Gabar’daki izlenimlerini aktaran Uzun, her iki sahanın da ruhsatının tamamen TPAO’ya ait olduğunu ve iki sahada da yerli ya da yabancı herhangi bir ortak bulunmadığı bilgisini aldığını söyledi.
Sahada toplam 3 kuyu bulunduğunu aktaran Uzun, kuyulara ilişkin detayları da paylaştı:
“Şehit Esma Çevik Sahası’nda 12 kuyu, Şehit Aybüke Yalçın Sahası’nda da 1 kuyu olmak üzere şu anda toplam 13 kuyudan üretim yapıldığı, bu 13 kuyudan günlük 17 bin varilin üstüne çıkan bir üretim miktarına ulaşılmış durumda olduğu bilgisini aldım. Yine bana verilen bilgiye göre; çıkarılan petrolün kalitesi de oldukça yüksek. Şehit Esma Çevik sahasındaki kuyulardan çıkarılan ham petrolün 35,5 API, Şehit Aybüke Yalçın Sahasındaki 1 kuyudan da çıkarılanın ise 41,8 API gravite değerinde olduğunu söylediler.”
Sahada çalışanların seçim öncesi ilan edilen 100 kuyu ve günlük 100 bin varil üretim hedefine ulaşabileceklerine olan inançlarını koruduğunu kaydeden Uzun, “Bu hedefe ulaşılıp ulaşılamayacağı, ulaşılacaksa da Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi bunun 2024 sonuna yetişip yetişemeyeceği tamamen teknik bir konudur. Buna uzmanlar karar verir. Petrol üretiminin doğası gereği; az sayıda kuyu ile rezervin tamamına ilişkin kesin sonuçlar açıklamak risklidir. Kuyu sayısı çoğaldıkça veriler sağlıklı hale gelecektir” ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bu alana önemli ölçüde kaynak ayırdığını ve coğrafyanın güçlüğünden kaynaklı olarak normalden biraz daha fazla yatırım yaptığını söyleyen Uzun, iki günlük ziyareti sonrasında oluşan şahsi kanaatini de belirttiği açıklamasında “Evet, proje riskler barındırıyor ama bu risk alınmalıdır. Dünyanın her geçen gün enerji krizine doğru sürüklendiği bir dönemde, umut vadeden böyle bir projede ısrar edilmelidir. Çünkü enerji bağımsızlığı meselesi bana göre Türkiye’nin hayati meselesidir.” (ANKARAGÜNDEM)
