Selçuk Mızraklı: Partimiz kayyım düzenini yeterince zora sokamadı

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, “belediyelere kayyım ya da halkın seçimle işbaşına getirdiği yöneticilerin yerine egemen idareci, memur atanmasına genelde askeri darbe dönemlerinde tanık olunduğunu” söyleyen Mızraklı, “kayyım uygulamasının Kürt coğrafyasında Cumhuriyet’in ilk çeyreğinde ve son 7 yılda görüldüğünü” ifade etti. Mızraklı, “Bu özel bir kamu idare rejiminin kanıtıdır ve ‘sözde vatandaşın iradesini’ tanımadığının işaretidir. Çünkü bütün seçimli sistemlerde, bütün seçilmişler meşruiyetlerini seçim sonuçlarından alırlar ki; mevcut Cumhurbaşkanı da öyledir. Ama 7 yıldır bir sistem ısrarla ve hukuksuzca sürdürülüyor ise, bu bölgede yeni özel bir rejim inşasını işaret eder. Bir tür yeni sömürgecilik rejimi diyebilirim” diye konuştu.

Kayyım rejiminin önceliğinin mali rant olmadığını söyleyen Mızraklı, şöyle konuştu:

“Nitekim buna ihtiyaç duyacak olsa, bu yöntemi kaynak zengini birçok batı metropolleri için düşünürdü. Tatil beldelerinden, Antalya’dan İstanbul’a kadar birçok yer düşünüldüğünde, yüzlerce kat daha fazla mali rantlar üretme imkânı vardır. Amaç mali rant sağlamak değildir. Bu yeni idare rejiminin ilk işaret fişeği, 15 yıl önce Sur Belediyesi’ne kayyım tayini, ikinci işaret fişeği ise 30 Mart 2014 seçimlerinde 102 belediye partimizce alındığında Meclis başkanı ve siyasetçilerin seçim sonuçlarını yorumlama tarzlarında görülebilir. Iğdır seçimlerinde başarı elde ettiğimizde ki ‘Ermenistan sınırına dayandılar’ cümlesi ile Kürt illerinde kazanılan belediyelerin asimile etme, entegre etme politikalarını boşa çıkardıklarını iyi gördüler.

Bunun üzerine yerel yönetimlerin öneminin farkına varıp, yerel yönetimlere daha fazla önem verdiler. Fakat kaybettikleri her il, ilçe veya beldeyi bir daha kazanamayacaklarını anlayınca böyle bir yola başvurdular. Yargılandığım süreçlerde de vurgulamıştım, ‘Çöktürme Planı’ plan hazırlıklarını hızlandıran ve çözüm sürecini rölantiye alan süreç, 2014 yerel seçim sonuçları ile başladı. Bütün bu süreçler Türkiye’de çok kullanılan ‘parti üstü’ bir anlayışla sürdürüldü. Aksi takdirde dokunulmazlıkların kaldırılması ve ilk dalga kayyım atamalarını anlamlandırmak mümkün olmazdı.

Güçlendirilmiş parlamenter demokrasi diyenlerin sinek siklet bir demokrasiyi bile düşünmedikleri, amiyane tabirle sadece kendilerine Müslüman, kendileri için demokrasi düşledikleri bu gelişmeler ve sonrası açığa çıktı zaten. Kayyım uygulaması siyasete, siyasetin dizaynının ve yerel demokrasiye etkileri nedeni ile rejimin en büyük saldırı biçimi olmasına karşın yeterince bilince çıkarılmadığını, boşa düşürülmediğini düşünüyorum. Aksi takdirde her gün, her hafta bezdirici demokratik itiraz yükselir, yılda bir kez hatırlatma, duyarlılaştırma babında etkinlikler olmamalı!

Kayyımlık halk iradesine “rağmen” bir idari rejim olduğu gibi, aynı zamanda özel hukuk düzeninin de bir parçasıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın montaj videosuna karşın herkesin tanık olduğu görüntülerle kayyım bakış açısı çırılçıplak ortaya çıktı. Faş edilen bu halleri bir miktar canlarını acıttı ama aynı zamanda da tekrar etme azimlerini biledi. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bu dönemde halka ait varlıkların talanı ve kent yaşamına müdahale, geçen kayyım dönemini fersah fersah aşmıştır ama ne partimiz ne de sivil demokratik kurumlar ses getirecek düzeyde kesintisiz etkinliklerle kayyım düzenini zora sokamamışlardır.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Selçuk Mızraklı: Partimiz kayyım düzenini yeterince zora sokamadı

You Can Subscribe To Our Newsletter Completely Free

Don't miss the opportunity to be informed about new news and start your free e-mail subscription now.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Sosyal Medyada Biz