Woodruff’un gidişatı, Detroit’te yaşanan üç eş vaka ve ülke genelinde altı şahsın daha yanlışlıkla nezaretine alınmasıyla daha geniş bir müzakereyi birliktesi getirdi. Bu bireylerin tamamı siyah tenliydi ve bu vaziyet, suni akıl teknolojisinin ırksal önyargılar kapsayabileceği mevzusunda kaygıları yine gündeme taşıdı. Sosyal medyada ve millet arasında yapılan kavgalarda, suni zihnin kullanımının adaletli ve tarafsız olup olmadığı sorgulanmaktadır.
Tartışmalar, 2002 imali “Azınlık Raporu” isimli bilim kurgu filmi senaryosunu hatırlatmaktadır. Filmde, teknoloji sayesinde kabahatlerin evvelden hipotez edildiği bir dünyada, yanlış anlamalar ve yanılgılı neticelerle yargılananların yaşadığı güçlükler ele alınmaktadır. Woodruff ve değişik yanlışlıkla yargılananların hikayeleri, hakikat yaşamda da eş bir soruna işaret etmektedir.
Tartışmaların merkezinde ise, suni akıl teknolojisinin nasıl eğitildiği ve bilgi setlerinin ne kadar temsili olduğu gibi mevzular bulunmaktadır. Uzmanlar, suni zihnin önyargıları emebileceğini ve bu gidişatın sistemin adaletli olmayan neticelere yol açabileceğini vurgulamaktadır. Bu hadiseler, suni akıl teknolojisinin geliştirilmesi ve kullanımı sürecinde daha fazla dikkat ve tertip etmeye lüzum olduğunu ortaya koymaktadır.
Woodruff, yaşadığı stres dolu sürecin gebeliğinin son yarıyılına negatif tesir ettiğini ifade ederek polisten davacı oldu. Bu hadiseler, hem fertlerin hayatlarını nasıl etkileyebileceğini hem de teknolojinin adalet sistemi içindeki rolünü denetlemeyi gündeme getiriyor.
