Hünnap meyvesi Çin hurması olarak da öğreniliyor. Köken olarak Güney Asya’ya özgü bir meyve olan “hünnap” dünya genelinde popüler hale geliyor. İçinde tek bir çekirdek bulunan minik ve yuvarlak meyvelerin bereketleri saymakla bitmiyor. Uzmanlara göre fazla tanınmayan hünnap meyvesi kemikleri güçlendiriyor, uykusuzluğa iyi geliyor, kan dolaşımına tertip ediyor, zayıflamaya destek ediyor, bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor ve strese de iyi geliyor. Güzün gelmesiyle hasadı yapılan hünnap, ekim ayı sonuna kadar tezgahlarda yerini alıyor.
Ankara’nın Güdül ilçesinde de dostunun nasihati üzerine “hünnap” yetiştiriciliğine başlayan Ferhat Çolak, “Hünnapı ben belediye başkanı iken bir dostumun bahçesinde görmüştüm. Ondan sonra Antalya’da ikamet eden bir dosta söyledim o da 5 tane tüplü hünnap fidesi getirdi. Onun ikisini ben diktim, ikisini de onun bahçesine diktim ve birini de başka bir dosta vermiştik. Ondan sonra da arttı. Şu an hemen hemen köyün yüzde 30’unda var” ifadelerini kullandı.
Dostunun nasihati üzerine ilk dikimi asıllaştırdığını ve memnun olduğunu belirten Çolak, “Bizim burada, bundan 60-70 yıl evveliyatından yabanisi var. Ondan esinlenerek, bunları getirdik. Bunlar da aşılı çok şahane ve yapımı da gayet iyi. Ama su isteyen bir şey. Fazla derece de su istiyor. Suladığın zaman her zaman meyve veriyor. Geç açıyor, soğuktan etkilenmiyor. Azıcık dikenini bozması güç oluyor. Ama parasal doğrultudan parası iyi olduğu için kasvet sürüklemiyoruz. Pazar bulmakta hiçbir güçlük yok. Nereye götürürsen götür alıyorlar. Bereketli bir meyve ve herkesin yedikçe yiyesi geliyor. Onun için bir kasvet yok” diye konuştu.
Ekilen alana göre verimin yüksek olduğuna dikkat toplayan Çolak, “Dişe sahip olan herkes yiyebiliyor. Bağırsakları çalıştırma istikametinde çok iyi. Bir de insanı tiryaki yapıyor. İnsanın yedikçe yiyesi geliyor, vazgeçemiyor. Mesela şekere bereketi var diyorlar. Ben de şeker hastasıyım, fazla derecede değil ama yeniden de bereketi oluyor. Burası bin 300 metre ve 120 tane ağaç var burada. Ben burayı yapalı 3 yıl oldu. Geçen yıl 300 kiloydu bu yıl 600 kilo meyve alabilirim. Ama önümüzdeki yıl ağaçlar daha da geliştikçe daha da aşırılaşır” biçiminde konuştu.
Verim olarak basmakalıp tesirli olduğuna dikkat toplayan Çolak, “Tarlası olup da su kenarında sulayabileceği yer olup da bunu yetiştirmeyene ben ‘yazıklar olsun’ derim. Zira gayet şahane. Şimdi şöyle bir şey var. Burada 600 kilo var ve kilosu 10 liradan 6 bin lira yapar. Bu bir dönüm olan yer. Bir dönümden 6 bin lira. 3 dönümde 18 bin lira yapacak. Ayda bin 500 lira para kazanmış olacak başka bir deyişle. Suyun haricinde hiçbir şey istemez. Suyun haricinde başka bir şey istemez yalnızca su. İnceledik sorduk bunun ana vatanı Manisa’nın Demirci kazası diyorlar. Ama her yerde var. Çocuklar bunun çoğunu Yalova’dan getirdiler. İki çeşit, bir de minik olanları var bunların. Hatta o minik olanları daha pahalıya satıyoruz. Kilosunu 10 lira, 15, 20, 25 liraya satıyoruz. Şimdi mesela büyük olanları 20 liraya 25 liraya satıyoruz. Ebatlarına ve piyasaya göre değişiyor” açıklamasında bulundu.
İHA
Yorumlar kapalı.