Ankara-İstanbul Hızlı Tren projesi kapsamında Beypazarı ilçesinde bilgilendirme toplantısı düzenlendi.
Beypazarı Ticaret Odası toplantı salonunda gerçekleştirilen toplantıya konuşmacı olarak katılan ÇED raporunu hazırlayan firmanın yetkilisi Özgür Özkan, hızlı tren hattının Ankara-İstanbul bağlantısının 262 kilometre olduğunu, 120 kilometrelik kısmının Ankara il sınırlarından geçeceğini söyledi.
Ankara ya da Sincan garından başlayacak olan ve Ankara-İstanbul arasındaki süreyi 1.5 saate indirecek olan hızlı tren projesinde sadece 2 istasyon olacağını ve bunlardan birinin Beypazarı’nda diğerinin ise Sakarya merkezdeki Karakamış’ın kuzeyinde olacağını belirten Özkan, 37 yıl önce yapılan eski projenin 350 kilometre hızla gidecek yeni hızlı tren projesiyle örtüşmediğini bu nedenle yeni projede yapılan tünellerin, Ayaş Tüneli de dahil olmak üzere çoğunu kullanmayacaklarını, ayrı bir güzergahın projelendirildiğini bildirdi.
Daha önce yapılan projedeki alt yapıların bazılarının kısmen kullanılacağını, cetvelle çizer gibi bir bir yol planlandığını aktaran Özkan, “Bu projemiz şu anda fizibilite aşamasında. Henüz kesinleşmiş bir durum söz konusu değil. Hat güzergahında bütün alanlar detaylıca incelendi. Proje üzerinde bazı değişiklikler yapılabilir. Yerleşim yerlerine girmeden, tarım arazilerinden, ormanlardan ve meralardan hattımızı geçireceğiz. Bu yüzden de çok sayıda sanat yapısı inşa edilecek. Hat boyunca 22 adet köprü ve viyadük, 50 adet tünel, 403 adet de alt ve üst geçit yapılacak. Hızlı tren hattı olduğu için kıvrımlar yapamıyoruz” dedi.
Projenin başlayabilmesi için en az 4-5 yıl gerektiğini vurgulayan Özkan, 2013 yılı sonuna kadar etüt ve proje çalışmalarının bittiğini, 2014-2018 yılları arasında projenin tamamlanmasının düşünüldüğünü ifade etti.
Projenin çevresel etkilerinin olacağını, bu etkileri en aza indirgemek için yasalar doğrultusunda hareket edileceğine dikkati çeken Özkan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Sarıyar Barajı’nın çok az bir kısmında su üzerine viyadükle geçiş sağlayacağız. Buraya köprüler yapılacak, baraja zararımız olmayacak. Bu köprülerin ayakları dikilirken sularda bir bulanma olacaktır ama bunlar geçici çevresel etkiler olacak. Makine bakımlarını toprak üzerinde değil beton zeminler üzerinde yapacağız. Tünel açımlarında patlatılacak olan dinamitlerin en az etkiyi vermesi yönünde çalışmalar yapılacak. Bu proje çevreci bir projedir. DSİ-Karayolları gibi kuruluşlarla irtibatlı çalışıyoruz. Tüm bu faktörler yasalar doğrultusunda olacak. Bizler çevreye zarar vermeden bu projeyi tamamlamak istiyoruz. 30 milyon metreküp hafriyat çıkıyor, doldurulması gereken alan ise 29 milyon metreküp. Taş ihtiyacımız için öncelikli olarak bölgede mevcut olan ruhsatlı izinli taş ocaklarını tercih ediyoruz. Bu aşamada açılması için belirlenen bir ocak yok. İleriki zamanlarda herhangi bir ocak açılması gerekirse onun için de bir (ÇED) çalışması gerçekleşecek. İlk hedef şu anda işletilen ocaklar olacak.”
Muhabir: Yaşar Tonbak
